

küçükken oturduğumuz evin kömürlüğünde 60'lardan, 90'lara dek onbinlerce yerli-yabancı mecmua, mizah dergisi vardı. canım sıkıldığında gider rastgele birkaç dergi seçer, ayva-armut-kayısı ağaçları bulunan bahçemizde saatlerce incelerdim onları. yan komşumuzun bahçesindeki dut ağacına dalar, üstüm başım kıpkırmızı ahududu olana dek beslenirdim. çok güzel günlerdi. ankara'nın başkenti olarak gördüğüm yenimahalle'de geçiyor bunlar. neyse, hiroşima hüznü kaplamadan ruhumu şunu söyleyip susayım ki o kömürlükteki dergileri acımadan yaktık sobada. evet, küçük olmama rağmen içimin yandığını hatırlıyorum hababam sınıfı'nın yeni piyasaya çıktığı dönemdeki bol fotoğraflı eleştiri yazıları yanarken. üstteki fotoğrafları naftalinli adlı bir blogdan aldım; lakin 90'larda kış o kadar çetin geçmeseydi başkentte, o arşivden daha genişçe bir arşiv olabilirdi elimin altında. şu anda elimde sadece birkaç sayı 1976 tarihli akbaba dergisi var. o.
60-70'leri izzet altınmeşe'nin et beni kadar çok seviyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder