30.8.12

monna rosa, siyah güller, ak güller

şairin sessizliğini, insanın sinirleri yıpratacak biçimde yaklaşık yarım asırdır koruması, şiirin destansılığı ve arkaplanı, kullanılan türkçenin berraklığı ve kıvraklığı, okuyanın sesindeki tutuklayıcılık/"bunlar ne ki, biz neler gördük neler" havası, fon müziğinin söz/sınır dinlemez çığlığı...

"ellerin, ellerin ve parmakların
bir nar çiçeğini eziyor gibi"

buradan öyleyse...

5.8.12

yezid


şu anda istanbul üniversitesi çapa tıp fakültesi genel cerrahi ve travmatoloji acil servisinin “hasta kayıt” veznesinde çalışan arkadaşımın yanındayım. kendisi “ayarlayacam ben” dediği nöbetlerini ayarlayamadığı için 24 saat nöbet tutmakta ve ben de onun odasındaki diğer bilgisayarda takılmaktayım. tabii bir yandan da hasta kaydı yaptıran yurttaşların neden hastanede olduklarını açıklayan durumlarına kulak misafiri olmaktayım. memleketin meteorolojik, sosyal ve kültürel manzarasını gelen hastaların şikayetlerinden anlamak mümkün. birkaç hafta evvel gırla giden (gırla gelen) anason-arpa kokulu/kurşunlu-bıçaklı yaralanmaların sıklığı azalmış olmakla birlikte (yazacaktim ki iki adet bıçaklama vakası geldi, biri arkadan bıçaklamaydı) , en azından benim şahit olduğum süre dahilinde vuku bulan hadiselerin çoğunu 2000’li yıllarda doğmuş çocukçağızların balkondan/sandalyeden/salıncaktan düşüp bir yerlerini kırmaları-zedelemeleri oluşturuyor. araba çarpması da gene aynı yoğunlukta. havalar sıcak, evlerde durulacak gibi değil; bodrum’a akamayanlar ise stresini parklarda et yelleyerek atıyor, haliyle doğal bu tür kazalar; lakin nosocomephabia’mı, yani hastane fobimi sürdürmekte ne kadar haklı olduğumu gördüm durumunda ciddiyet olmayan araba çarpmış bir çocuğun gözlerine baktığımda. aynı korku yavrusunu kucaklamış annede de vardı; fakat yüz çizgileri “allah’ım sana şükürler olsun” dercesine kendini salmıştı, bırakmıştı. 100 kiloluk arkadaşıyla güreşirken ayağı 3 yerinden kırılan gencin dramına değinmek istemiyorum. en son vaka ise atatürk havalimanı dış hatlarda “yezid” adında fortçu bir cezayirli turistin gözaltına alınırken polise mukavamet göstermesi sonucu çıkan arbedede kafatasının hafifçe çatlaması.

4 ağustos, 12.00 - 5 ağustos, 04.00

3 bıçaklanma
12 düşme
1 darp
7 trafik kazası
1 intihar girişimi (koluna faça atan belalı kız)
ex yok.

kopan parmaklara, fışkıran damarlara saatlerce müdahale edilememesi, hastaların dört bucak yedi tepe dolandırılmasıyla tam bir okul oldu çapa benim için. kalkınıyoruz elhamdülillah. tam bir okul, tam bir piç.