dip'ten dik'e, adeta roller coaster'i andıran bir ruh haline sahip olmanın en kestirme yolu kusursuzluk, daha doğru bir deyişle her şeyin kusursuz olmasını istemek kusuru. bu öyle bir kusur ki birbiriyle alakalı ve hatta alakasız olaylardan bir tanesi yolunda gitmediği vakit diğer olaylar da domino etkisine maruz kalır ve zaten diken üstünde olan tüm yapı yerle bir olur. birer sırça köşktür temelinde mükemmeliyetçilik olan binalar. bina inşaatında, mikrodalga fırın üretiminde, ar-ge çalışmalarında, kamyonların fren sistemlerinde mükemmeliyetçiliğin olmazsa olmaz bir koşul olması elbette çok doğaldır; fakat iş, içinde his ve hayal olan beşeri mevzulara geldiği vakit, olaya ''insan'' faktörü girdiği vakit manzara değişir. mükemmeliyetçilik esasına göre en yıkıcı depremlere dahi dayanabilen binalar inşa eden insan, özne kendisi olduğu zaman rüzgarda metrelerce yükseğe çıkan naylon poşetler gibi oradan oraya uçuşur, öylesine savunmasız kalır kanını zehirleyen, huzurunu harman gibi savuran bu illet karşısında.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder