4.3.10

Diarios de Motocicleta (Motosiklet Günlüğü)



e nihayet! 2007'den beri bu filmin müziklerini dinlerim. giderim gelirim, filmin sonunda tüyleri diken diken eden de usuahia a la quiaca ismindeki parçayı dinlerim. bıkmam, usanmam. 3 senedir içimde uhde olan bu filmi izlemek için neden bu kadar geç kaldım diyorum şu an.

o moda tabirle che guevera'nın ''insani yönü'' üzerinde durulmuş. küba devrimi'nin liderlerinden ernesto che guevera'nın ilk gençlik yılları diyelim, sene 1952. ernesto, yani che buenos airesli genç bir tıp öğrencisidir ve alberto adında biyokimyager bir kankası vardır. ikili arjantin, şili, peru, machu picchu, venezuela ve kolombiya'yı kapsayan 10.000 kilometreyi aşkın bir güney amerika turuna çıkıyorlar. yolculuğa motosikletle başlıyorlar; ancak o da bir yere kadar dayanıyor. çünkü çok sık kaza yapıyorlar. ve peru'dan sonra yola yürüyerek devam ediyorlar. her gittikleri memlekette sayısız badire atlatıyorlar, yeri geliyor dizboyu karla mücadele ediyorlar, yeri geliyor atakama çölü'nü yürüyerek aşıyorlar, yeri geliyor sarktıkları kadınların kocalarınca linç edilme tehlikesi yaşıyorlar; aç perişan kalıyorlar. che'nin 30. yaşını machu pichhu'da kutlayan kankası alberto ise tam bir eğlence ve kadın düşkünü; son derece eğlenceli sahneler izlememize neden olan bir adam; (alberto granado'yu canlandıran aktör rodrigo de la serna gerçek hayatta che guevera'nın akrabası imiş) ha ernesto öyle değil mi, alberto kadar olmamakla birlikte öyle; fakat yolculuk esnasında güney amerika yerlilerinin çok fazla haksızlığa maruz kaldığını görüyor. güney amerika'da ayrı ayrı devletlerin koca bir yalan olduğunu, aslında tüm latin amerika ülkelerinin bir olması gerektiğini düşünüyor. mesela alberto bu düşünceyi şaka yollu ernesto'ya çıtlatıyor, o ise ''şaka yapıyor olmalısın'' tadında geçiştiriyor. ancak bu düşünce beynini için için kemirmeye çoktan başlamış oluyor...doğum gününü, nehrin karşı kenarında tecrit altındaki cüzzam hastalarıyla da kutlamak için amazon nehrini yüzerek geçen astım hastası ernesto'nun comandante che guevera olmadan önceki hikayesi...


amazon nehrinin diğer kıyısında tecrit altında yeni hayatlarına alışmaya çalışan cüzzam hastalarının vaziyetleriyle, onların tenlerine yabancı bir insan eli değdiğinde yaşadıkları sevinçlerle, alberto'nun kırdığı cevizler ve yaptığı hınzırlıklarla, siyah beyaz insan manzaralarıyla, çok eğlenceli (ve bir o kadar da buruk, hatta hüzünlü) ve görsel olarak ''şölen'' diye nitelendirebileceğimiz birçok sahnesiyle, öve öve dilimde tüy bitiren oscar'lı müzikleriyle bu aralar sebebini anlayamadığım bir sebeple güney amerika müziğine, sinemasına ve edebiyatına sarmış olan şahsımı 2 saat boyunca tatmin etmiş, yavaş ilerleyen acı-tatlı bir yol filmi motosiklet günlüğü.

Hiç yorum yok: