
beni hüzünlendiren bir nokta var bu renklerle ilgili. bundan 50 yıl sonrasında mitokondrilerimiz, kofullarımız, golgi aygıtlarımız toprağa karışmaz da biz hala yaşıyor olursak, geriye baktığımızda ninelerimizin evindeki siyah beyaz (sepya bazen) renklerdeki fotoğraflar gibi fotoğraflarımız olmayacak. her şey 1920x1080 çözünürlükte, 15 megapiksel cıncıklıkta olacak. mektup diye de bir şey olmayacak. anneler, ölen oğullarının maillerini bastırıp onlara sarılacak, renkli çıktıları gözyaşlarıyla epritecekler. bu iyi bir şey mi, kötü bir şey mi bilemedim.
