
dün uzun zamandır beklediğim bir hadise cereyan etti. samsun 216 içen biriyle vakit geçirdim. bu arkadaş, paketin götüne vurup bana teklif ettiğinde kendime engel olamadım; çünkü bu sigaranın protest bir yanı olduğunu bilirim. babaların sigarasıdır samsun. ancak geceyarısı eve girebilen, üstü başı 10 numara yağ kokan emekçi babaların sigarasıdır. kokusu, babaların dışarıdan montlarıyla getirdikleri soğuğun yancısıdır. tek eğlencesi "sigara" olan insanların sigarasıdır. samsun içip de doğru yoldan sapan, bulunduğu muhitin huzurunu kaçıran kimselere rastlamadım ben henüz. bu insanlar, 20. yüzyılın ilk yarısındaki insan ilişkilerini hala muhafaza eden, saygılı ve naif insanlardır. zenginlik ya da garibanlık bir tarafa, bir duruşun sigarasıdır samsun. saygılı duruşun işaretidir. görece ucuzdur (beş lira), bu yüzden öğrenci/gariban sigarası olarak görülür; fakat tütün kalitesi kendi sınıfındaki sigaralara göre birkaç gömlek üsttedir. onlar gibi ağızda naylon tadı bırakmaz ve bir dal uzun bir süre götürür; hemen bir tane daha yakma ihtiyacı duymaz içen adam. velhasıl dedelerim nedeniyle çocukluğumda önemli bir yer işgal eden bu sigara, ilk nefeste tüm o eski anılarımı tazeledi. marlboro kutusuna samsun koyan "zozo emmi" geldi aklıma.